•  Alanya Ayak Sağlığı

Podolojide Hijyen

Podoloji uygulamarında Hijyen



Aletlerin hazırlanması
Temizlik
Dezenfeksiyon
Kontrol
Paketleme
Sterilizasyon
Dezenfeksiyon/Sterilizasyon
Dezenfeksiyon:
Bakteryel sporların haricindeki tüm patojen mikro-organizmaların inaktif hale getirilmesi/öldürülmesi
Canlı organizma sayısında en az % 99,9 oranında azalma
Sterilizasyon
Tüm mikroorganizmaların, sporları dahil olmak üzere, tamamının yok edilmesi ya da parçalanması Canlı organizma sayısında en az %99,99999 oranında azalma

Ultrasonik küvet
*18 kHz ( Saniyede 1800 titreşim) ve üzeri bir frekans seviyesinde ultrasonik dalgaları sıvı içersinde milyonlarca minik Vakum kabarcıkları oluşmasını sağlarlar
* Bu kabarcıklar saliselik zaman aralıklarıyla patlayarak yüksek basınçlı kuvvetli çarpışmalara yol açar.
*İşte bu çarpışma/kavitasyon kirlerin çözülmesini sağlar.
*Sıvı içersine ilave edilen dezenfektan çözeltileri sayesinde mekanik  temizlik ile dezenfeksiyon kombine gerçekleşir.

 

Otoklav

*Yüksek basınçlı su buharıyla sterilizasyon
*134° C ve 3 bar → 5 dakika
*Destile su 



Islak - Kuru’ cihaz
Elektrikli törpü/freze cihazları podolojinin olmazsa olmazları arasına girmiştir.
Tırnak ve/veya nasır inceltme işlemleri bu cihazlar sayesinde hız kazanır, hasta açısından daha konforludur ve rotasyonlu cihazarın devreye girmesi sayesinde verimlilik artmıştır.
Bu cihazların temel taşını dental tıp alanında kullanılan mikto motorlar oluşturmuştur.
Hemen ardından da gerek hastayı, gerek uygulayıcıyı koruma ve hijyen açısından işlem sırasında oluşan toz ve partiküllerin aspire edilmesi ihtiyacı ortaya çıkmıştır. 
Böylelikle aspirasyon turbinleri ve anti-bakteriyel toz torbaları geliştirilip entegre edilmiştir.

İlk başlardaki teknolojide cihazın aspirasyon gücü rotasyon devrine bağlıydı, yeni teknolojilerde el probuna entegre edilen mikro motorlar ve gövde içersine entegre edilen ayrı aspirasyon mekanizması sayesinde birbirinden bağımsız olarak regüle edilebilir duruma getirilmiştir.
Dental alandan ilham alınarak geliştirilmiş olan su püskürtmeli ‘ıslak cihaz’ların ana fikri de rotasyon esnasında oluşan tırnak/deri tozlarını püskürtülen su partikülleri sayesinde tozu ağırlaştırıp dağılmasını engellemek üzerine düşünülmüştür

Ancak pek çok uzman bu teknik aleyhinde görüş bildirmektedir:

  • Su partiküllerinin higroskopik temele dayalı tozu bağlayabilme özelliği son derece düşüktür aslında. İnce toz partikülleri yeterli oranda nemi/suyu emip ağırlaşamaz (Tübingen Üniversitesi’ndeki Hijyen ve Mikrobiyoloji enstitüsünün araştırı verileri).
  • Çalışma ortamındaki işlem sonrasında, hijyen koşulları iki kat daha dikkatli temizlik gerektirir.
  • Hasta ve uygulayıcının patojenlere karşı hijyenik koruması sağlanamaz.

Bir karşılaştırma yapılacak olursa, iyi bir aspirasyon tekniğiyle tozların her ebatından % 85-90’ı yok edilebilirken, ıslak cihazlarda suyla bağlanamayan ince toz partikülleri dağılmaya devam ederken, bağlanabilen tozlarda rotasyonun devir gücüyle etrafa topaklar halinde sıçratılır (kartopu efekti).
Islak cihazlar lehine savunulan en başlıca argüman ‘yanma oluşturmaması/suyun soğutucu etkisi’ konusudur. Bu noktayı daha etraflıca ele aldığımızda, aslında bunun bilakis olumsuz bir argüman olduğunu görebiliriz. Frezeyle çalışma yüzeyinde ‘soğutma ihtiyacı’ genelde aşırı sürtünmeye bağlı ısı artışı olduğunda gereklidir.  Ayak bakımında da cihaz ve derinin sürtünmeye bağlı ısı oluşumu noktasına gelmesine zaten engel olunmalıdır. Suyla soğuttuğumuz için ‘istediğimiz kadar sürtünme yapabiliriz’ yaklaşımı el hassasiyetinin gelişmesini engeller. Ayrıca hastanın hissederek otomatik refleksinin bize yol göstermesine de mani olur.  Yaşlı, dolaşımı bozuk olduğu için zaten üşüyen ayaklara sahip hastalar için özellikle ‘ıslak cihazla’ yapılan işlem çok konforlu değildir.
Islak tekniğin dezavantajları:

  • Teknolojisi çok hassastır ve kolay bozulur
  • Ekonomik cihazlarda su püskürtmedeki ince dağılım yetersiz olduğu için tozların sadece az bir kısmını ağırlaştırıp kontrol edebilir
  • Uygulayıcı ve hasta açısından sağlık tehdidi (püskürtme bulutunun içe çekilmesine bağlı olarak akciğerlere girebilen patojenlere fırsat, içersinde dezenfektan / alkol barındıran aerosollerin solunmasında solunum yolları ve yumuşak dokulara zarar verir)
  • Astım hastaları bu partiküllere karşı daha da hassastır.
  • ‘Toz topakları’ nemli ve bu nedenle yapışkan oldukları için (kartopu efekti sayesinde) yüz, saç, kıyafete daha çok sıçrayıp yapışır.

Bu ‘toz topakları’ sayesinde patojenlerin dağılıp yayılması ve taşınması riski vardır
Sürekli biriken su ve toz ‘balçığı’ çalışma noktasının görünürlüğünü bulanıklaştırır.
Patojenlerin bu ‘balçık’ ve su birikintileri sayesinde minik çatlak ve dokuların arasına sızma durumu vardır
Mobil kullanıma uygun değildir (taşıma ve hijyen açısından)
Yüksek devirle ve hızlı çalışma esnasında doku veya tırnakta fazla aşındırma yapma riski çok yüksektir. Suyun soğutma unsuru nedeniyle hissedilmez ve engellenmiş de olunmaz.
Cihaz bakımı zordur (su haznesinin her gün değiştirilmesi gerekir)
Deri/tırnağın sürekli ıslatılmaya maruz kalması sonucunda, yumuşayan doku hem çıplak gözle alınması gereken kısmın görüntüsünün ayırt edilmesini zorlaştırır hem de (özellikle nasırlı dokuda) yumuşayan dokuyu törpülemek zorlaşır.
En önemlisi de, fazla aşındırma yapıldığının farkına varılmadığı için risklidir.

Aspirasyonlu kuru sistemin avantajları

  • Toz partiküllerinin çalışma boyunca, sürekli olarak elimine edilmesi ve temizlik kolaylığı (toz torbası tek kullanımlıktır)
  • Dayanıklı ve bakımı kolay bir teknoloji
  • Kullanılabilir freze uçlarında geniş bir yelpaze imkanı
  • Yüksek hızda ayarlanabilir aspirasyon gücü
  • Geniş yüzeyli çalışmalarda konfor (geniş nasır yüzeyleri)
  • Uygun uçlarda yüksek devirlerde de çalışma imkanı (50.000 devir/dak.ya kadar mümkün)
  • Cihazlardaki performans-fiyat baritesi çok daha iyi
  • Mobil ya da kabin içersinde kullanım için, her ikisi için de son derece pratik ve kolay kullanım

Sonuç: Medikal ayak bakımında ıslak teknik uygun değildir
Almanya’daki araştırmalara göre medikal ayak bakımında kuru/aspirasyonlu sistem ıslağa göre daha üstündür, kısacası ıslak teknik uygun değildir.

Oluşan toz partiküllerinin ‘ıslatılıp, etrafa saçılması’ndansa mutlaka doğrudan aspire edilmesi gerektiği görüşündeyiz.
Medikal standartlarına göre hazırlanmış özel mikro-toz-filtreleri sayesinde en ince toz partikülünün dahi filtre duvarlarının ince elyafları arasında tutulup tozların dışarıya geri çıkabilmesi güvenli bir şekilde engellenebildiği tesbit edilmiştir (sıradan toz filtrelerinde bu oran %30 civarıdır).

Yüksek emiş turbinleri tarafından desteklenen böylesi emniyetli bir kuru aspirasyon sistemi, diğer her türlü toz ve partikül kontrolüne üstünlük sağlamaya yeterli bir argüman oluşturmaktadır.

Düz mantıkla düşünüldüğünde de, elimizde işlem sırasında oluşan tüm toz partiküllerinin doğrudan ‘olay mahalinden’ emilip, hijyenik bir biçimde kontrol altına alma gibi test edilmiş ve onaylanmış bir yöntemi var iken, yüksek olasılıkta patojen bir toz bulutunu ıslatıp, etrafa yayarak ardından çeşitli silme ve dezenfeksiyon işlemleriyle nötralize etmeye çalışmak çok akıllıca bir yöntem değildir.
Medikal ayak bakımının dahil olduğu ‘Sağlık hizmetleri ve yaşlı bakımı meslekleri birliği’  meslek birliği de Almanya’daki yasal mevzuatında podolojik bakımlarda yeterli güçte bir aspirasyonlu kuru cihazın önemini vurgulamaktadır.


Önemli: Bu sitede yer alan bilgiler, kişileri bilgilendirmek amacıyla hazırlanmış olup, hiç bir şekilde hastalıkların tanı veya tedavisinde kullanılamazlar. Sitemiz Sağlık Bakanlığı 15/2/2008 tarih ve 26788 numaralı yönetmeliği 29. maddesine göre ilgili konularda bilgilendirme amaçlı tanıtım ve ilan kapsamında hazırlanmıştır.